6 Kasım 2016 Pazar

En Fazla Ne Olabilir?

Bir şeylere başlamak bazen ne kadar da zor gelir insana değil mi? Ama bir başlasan, o gücü kendinde bir bulsan gerisi çorap söküğü gibi gidecek aslında. Peki gerçekten sana zor geldiği için mi yoksa başlamaya korktuğun için mi başlamıyorsun? Korkuyorsan neden korkuyorsun? En fazla ne olabilir ki? Eğer bu yaptığının bir hata olduğunu düşünüyorsan, bundan ders çıkarırsın ve bir daha yapmazsın. Senin için bu daha iyi olmaz mı? Şu an aklında onlarca soru işareti oluştu, biliyorum. Belki hoşlandığın çocuğu, belki aileni, belki dostunu düşündün bir anlık da olsa.

Belki hoşlandığın kıza veya çocuğa açılmak istiyorsun ve bunu yapamıyorsun. Benden sana bir tavsiye bir dakika bile bekleme. Saklama içindekileri. Hem niye saklayasın ki? Senin şu an yaşadığın duygular, hissettiğin duygular o kadar değerli ve güzel ki... O tatlı, içinde onu düşününce bir anlık o çocuksu duygu o kadar değerli ki... Saklamana kocaman bir YAZIK. Sen karşındakine bu kadar saf duygular beslerken onun bundan haberi olmaması çok kötü değil mi? En fazla ne olabilir? Konuşursunuz, belki kafalarınız uyuşmaz ama iki yakın arkadaş olarak kalırsınız.

Şu an kaç yaşındasın mesela? 16? 17? 20? Yarın şu an olduğundan daha genç olacak mısın? Senin daha önünde kocaman bir hayat var. Ve bu hayat sana kendini tüm benliği ile teslim etmiş. Senin onu keşfetmeni istiyor, anlasana. Şu an aklına gelen en çılgın fikir ne? Bunu okuduktan sonra o çılgın fikrini yapmak için bir adım at olur mu? Aklına şu an ne geliyorsa sırayla yapmaya çalış.Şimdi çık sokağa çıplak ayakla gez. İnsanların bakışlarını aldırma. Aslında sana tuhaf bakan, sen de sürekli bir kusur bulan insanlar sana imrenen insanlardır bunu unutma. Öyle sokakta dolaşsan en fazla ne olabilir? Ayağına cam mı batar? Batsın ne olacak ki? Bir anlık canın yanar ama geçer sonradan.

13 Ağustos 2016 Cumartesi

Son Saniye

Çok mu acı çekiyorsun? Ya da acı mı çekiyorsun? Bunu sormam daha mantıklı olurdu sanırım. Sana acı çektiren ne peki? Aşk? Öfke? Sinir? Kıskançlık? Büyük bir çoğumuzun aşk. Bunda galiba hemfikiriz. Sana acı çektiren erkekten ya da kızdan uzak durmayı denedin değil mi? Ama olmuyor. Bunu biliyorum. Bu yüzden ondan uzaklaş, hayatından çıkar falan demeyeceğim. Sadece aşk acısı ya da acı çektiğine emin misin? çektiğin acı mı?

Sen seviyorum dediğin insanı sevmiyorsun. Onun için acı çekmeyi seviyorsun çünkü bir şeylerle meşgul olmak seni rahatlatıyor, bu sayede öfkeni, sinirini, her şeyini dışarı atabiliyorsun. Rahat bir şekilde belki de canın çıkana kadar ağlıyorsun ama bu seni rahatlatıyor. Doluyorsun bir zaman sonra. Bıkıyorsun hayattan. Hayatın sana adil, eşit davranmadığını sanıyorsun. Ama bu yaşadığımız evren herkese eşit şekilde davranıyor. Şu an aklına ilk maddi durum gelmiş olabilir. Ben de bunu çok düşünmüştüm ama biraz daha düşününce, maddi durumu iyi hatta çok iyi olanların ailesine bakıyorum ama aile kavramı yok denilebilecek kadar az; ama diğer kategoriye soktuğumuz insanların sıcacık bir yuvası var onlar aileler çünkü, en azından başka insanlardan çok daha mutlular. Bak işte evren eşit davranıyor.

Senin karşına çok insan çıkacak. Sen gençsin. Çık sokağa, bağır çağır. Şarkı söyle. Gül, eğlen. Hayatını yaşa. Belki çok klasik bir cümle olacak ama 'zaman geçiyor, geride gelmeyecek bu zaman sana, vaktini iyi harca' her saniyeni son saniyenmiş gibi yaşa, her nefesini son nefesinmiş gibi al.

8 Ağustos 2016 Pazartesi

Kim İçin Varız

Hiç düşündünüz mü, ben neden varım diye? Aklınızın ucundan geçirdiniz mi hiç, acaba kimin için varım diye? ya da bu koskoca evrende benim amacım ne diye? Aslında en önemli rolü sen üstleniyorsun. Çünkü sen varsın. Senin olman bile yeterli. kim için, ne için olduğu umurunda olmasın. Sen hayatını yaşamaya bak, sana ihtiyacı olan zaten gelecektir senin kapına. Dik dur biraz. Evet düşeceksin ama dik de duracaksın. Bunların hepsini kendin için yapacaksın.

Sen kendin için varsın. Kendin için yaşıyorsun. Kendin için çabalıyor, kendin için savaşıyorsun. Ne senin başkasına, ne de başkasının sana ihtiyacı var. Dediğim gibi çok ihtiyacı olan gelir sana. Neden kendin için varsın biliyor musun? Çünkü senin defterinde değer verdiğin çok kişiye yer var. Hayatına giren her kişiye değer vermiyorum desende kendinden fazla değer verdiğini ben biliyorum. Bir şey olduğunda ilk koşan sen oluyorsun bu insanlara, dertlerini dinliyor, ortak oluyorsun onlara. Onun derdi senin derdin oluveriyor bir anda. Ama sana bir şey olduğunda? Korkarak koştuğun kişi var mı yanında? Bir şeyleri anlatabileceğin biri var mı? Sen herkesin yanındasın ama kimse senin yanında değil. 

Düştüğün zaman kendin kalkacaksın. Yaralandığın zaman yarlarını kendin saracaksın. Şimdi olmasa bile yarın, ya da başka bir gün. Bunu öğreneceksin eninde sonunda. Unutma, sen sana yetersin..

3 Ağustos 2016 Çarşamba

Yeni Bir Sen

Bugün güne nasıl uyandın? Düne kıyasla biraz daha iyi miydin, yoksa daha da mı kötü? Eğer iyi hissediyorsan seni iyi hissettiren şey neydi, seni mutlu eden şeyin sebebini biliyor muyuz? Seni mutlu eden olaya ya da kişiye teşekkür ettin mi? Onu da sadece bir cümleyle mutlu hissettirdin mi? Belki de kötü uyandın. Seni kötü eden kişiyi hayatından çıkarmayı denedin mi? Ya da olayı unutmayı denedin mi?

Her gün hayatına yeniden başlamaz mı insan? Her gün yeni bir sayfa açmaz mı aslında kendi defterinde? Her gün bu sayfaları dolduracak insanlarla tanışır, belki de sadece bir kelimeyle hayatı değişir insanın.
Benim için hayat, defterin yeni sayfaları değil, defterin ta kendisi.
Yeni defterlerle hayat bulur insan. Eski defterin yeni sayfalarıyla değil. 
Çünkü yeni bir sayfa açmaya çalıştığımız eski defterde, yine bir sürü eski anı olacak. Güzel ya da kötü. Ama biz yeniden başlamak için değiştirmiyor muyuz o sayfayı?Sadece bir kerelik sayfayı değiştirmeyeceğiz hepsi bu. Bu sefer yeni bir defter edineceğiz kendimize. Emin ol bu senin için çok çok daha güzel.

Ve şunu da unutma yaptığın hatalar ya da yanlışlar unutulmayacak, üstü kapanacak sadece. Şu an senin kötü bi' şey söylüyormuşum gibi görünebilir ama düşündüğün gibi değil.
Ne kadar hata yaparsan yap, ne kadar yanlışın olursa olsun, sen bu hatalarından ve yanlışlarından eğer utanıyorsan utanmamalısın. Çünkü ileride benim hatalarım diyebileceğin hataların var senin.Doğrularına nasıl benim doğrum diyorsan, hatalarına ve yanlışlarına da bunu diyebilmelisin.  Yaşadığın tüm bu sıkıntılar, tüm bu hatalar seni olgunlaştırıyor haberin yok. Belki kırılıyorsun. ama olgunlaşıyorsun. Bugün bulunduğun yer, geçmişte yaşadığın acı, tatlı günlerin eseridir.

2 Ağustos 2016 Salı

Aşık Kal

Merhabalar. Umarım günün iyi geçmiştir, mutlu geçmiştir. Peki ya sen bu mutlu geçen günün, güzel geçen günün sonunda hala mutlu musun? Aynaya baktığınızda 'iyi ki yapmışım dediklerinizle' karşılaşıyor musun? Ya da bu cümlenin yerini 'keşkeler' mi alıyor?

Hayır. Sen bu değilsin. Senin hayatında 'keşkelere' yer yok. Senin cümlen her zaman 'iyi ki yapmışım' olsun. Çünkü sen bunu hak ediyorsun. Mutlu olmayı, iyi ki' leri hak ediyorsun.
Bu yazıyı okuyan kişi daha önce aşık oldun mu? Aşkı tattın mı? O sarhoşluğu yaşadın mı? Ya da yaşamayı denedin mi? Bence denemediysen bi' dene derim ben sana. Öyle benim dene dememle olmuyor. Bunu biliyorum ama eminim ki senin karşına da beklediğin kişi çıkacak. eğer senin beklediğin gibi biri olmasa da, yanlış kişi de olsa, canını yakan kişi de olsa, çıkacak o kişi senin karşına. Belki çok üzüleceksin, kırılacaksın ama insan kırılmadan kırılmamayı öğrenemez ki. Kırılmamak. Bunu istediğini ikimizde çok iyi biliyoruz.
Ve şu konuda bi' anlaşalım hayatına kırılmak kavramı hep olacak. Sen tam tersini istiyorsun ama diğer seçenek çok daha iyi çünkü kırıldıkça daha da çok güçleniyorsun ama sen bunun farkında değilsin. Çevrende senin farkında olmadığın güçlülüğüne, ayakta durabilirliğine hayran olan insanlar da olabilir. Aşk, sevmek, kırılmak, öfke, sinir, heyecan... Bunlar seni sen yapan duygular. Bu duygulardan vazgeçme. SEN BU DUYGULARLA VARSIN, BUNU UNUTMA.

Hoşça kal bunu okuyan kişi. Mutlu kal, güzel kal, heyecanlı kal, aşık kal...